Psikolojik sorunlar arasında en geniş yelpazeyi ve zorlu grubu takıntılar oluşturur. Takıntısı olmayan insan yok gibidir. Faydalı takıntılar ve kısa süreli gelip geçici takıntılar insanın canını pek sıkmaz. Ama kronik hale gelen olumsuz takıntılar insanı bunaltır. Sadece takılanı değil, çevresindekileri de bunaltır takıntılar.
Takıntılar bin bir çeşittir, her konuda ve her yaşta olur. İğneden ipliğe misali; dış görünümden kıyafete, boydan kiloya, düzenden düzensizliğe, şekilden renge, ölümden yaşama, pislikten temizliğe, cinsellikten dinselliğe, insandan hayvana, amaçtan anlama, tanımdan kavrama, bireyden topluma, dünya hayatından ahiret hayatına kadar uzanır yelpaze…
İddiamız; takıntılar hastalık değil, doğal zihinsel sorunlardır.
Takıntının adresi ve yeri, “Mantık Süzgeci” diye bildiğimiz karar verme mekanizmasıdır. Var Yok, Doğru Yanlış, Oldu Olmadı, Günah Sevap… gibi düşünceler takılır akla. Diğer adıyla vesvese, kuruntu, evham, şüphe, tereddüt, ikilemde kalma durumlarıdır. YA ……olduysa, YA …..olursa, YA …..değilse gibi sorular zorlar aklı.
Örneğin konu temizlikse, saatlerce sürer yıkanmalar. Suçluluk, korku, üzüntü gibi duygular da cabası.
TAKINTILAR NEYE BENZER?
Takıntılar, akıntıya karşı kürek çekmeye benzer. Ya da bozuk plak misali aynı yerde dönüp durmaya benzer. İnsanı bıktırır, yorar, bitkin düşürür. Takıntı, gerçek anlamda “zihinsel girdap” olgusudur. Zihinsel bir kısırdöngü içinde döner durur sorular, sonu gelmez. Çaresizlik, umutsuzluk, karamsarlık ve bıkkınlık duygusu yaratır.
Takıntıdan kurtulmak için dualardan, muskadan, falcıdan, büyücüden, üfürükçüden medet umulur. Bir tür tılsım, totem yaratılır. Ama hiç biri işe yaramaz bunların. Çünkü sorunun kaynağına ve gerçek çözüme yönelik girişimler değildir.
Takıntılara tıp dilinde Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) diyorlar. Bozulan kişinin moralidir, ama bunu da ilaç düzeltmez. Hem boş yere ilaç kullanılır, hem de “ha geçti ha geçecek” diye zaman kaybedilir. Bu bekleyiş ve zaman kaybı, aslında sorunun kronik hale gelmesine neden olur.
TAKINTILARDA ÇÖZÜM NASIL OLUR?
“Çözüm, sorunun içindedir” ve “Her şey, bozulduğu yerden düzelir” ilkelerinden hareketle; takıntının ilk çıkış ve başlangıç noktasındaki bilinçaltı durum tespit edilerek, gereken yüzleşme ve düzeltme yapıldığında, rahatlama başlar.
Bir türlü sonu getirilemeyen düşünceler ve hurafe (boş) inanışlar, etkisini kaybeder.
Her takıntının kendi içinde bir mantığı olsa da, doğruluğu ve geçerliği yoktur. Fakat etkisi çoktur.
Takıntıların doğru ve geçerli bir mantığı olmadığını, takılanlar da bilir. Ama iradeleri giderek zayıfladığı için, ellerinde olmadan takılırlar. Mantıksız olduğunu bile bile, aynı sembolik davranışı tekrar eder dururlar.
Aslında çözüm çok da kolay ve basittir. Yeter ki takıntının bir hastalık olmadığı, ve kısa sürede çözümü olduğu baştan bilinsin. Çözümlenmiş yüzlerce örneğimiz var.
Eğer Sizin ya da bir yakınınızın “Takıntı” sorunu varsa;
profesyonel 4İ destek alabilirsiniz.
“Heyecanla Yüzleşmek”, “Dikkatin Gücü ve Kalitesi” ve “Muhteşem Akıl” kitaplarımızda takıntıların çözümüne ışık tutacak gerekli bilgiler mevcuttur.