“Öfke baldan tatlıdır!” ve “Öfkeyle kalkan zararla oturur!” özlü sözünün her ikisi de doğru ve geçerlidir. İkinci sözü duymayan YOK, ama birinci sözü duymayan insan her nedense ÇOK… Neden diye merak edip araştırınca, öfkeyi bala çevirmeyi öğrenen kişilerin BİLGE olduğunu, bunların da çok az olduğunu anladım. “Arayan bulur!” ve “Bal tutan parmağını yalar!” özlü sözleri gereği de, bulduğumuz balın tadına da bakmış bulunuyoruz.
Tadını bilen ve almayı öğrenen için, gerçekten öfkenin tadına doyum olmaz. Çünkü insanı güçlendirir, geliştirir, olgunlaştırır ve de zenginleştirir. Bal kıvamında ve kişilikten izole edilmiş saf öfke, Ego’nun yakıtı ve dönüştürücü gücü olur. Öyle ki, ham ego yanar, pişer ve olgunlaşır. Böyle bir öfkenin kontrol edilme ihtiyacı kalmamıştır artık. Ancak böyle bir sonuç, dünyadaki hiçbir ilaçla ya da tedaviyle sağ-la-na-maz!
Peki nasıl sağlanır? Bunu kendinde sağlamış bir insanla çalışarak… Arı gibi çalışıp, kendi balını üreterek… Çiçeklerin özsuyunu ve polenlerini toplayarak… Bu işi yaparken de, çiçeklerin döllenmesine aracılık edip, Doğaya Hizmet ederek… Bal satın alıp yemekle olmaz. Hele de sahte bal misali, 3-5 saatlik öfke kontrol ticareti eğitim ve yöntemleriyle hiç olmaz.
Şimdi gelelim, “Öfkeyle kalkan zararla oturur!” sözüne. Bu söz de doğru ve gerçerli… Çünkü öfkenin şiddeti ve gücüyle bir anda düşünmeden harekete geçen insanın; öfkeden gözü döner, bu öfke gözünü kör eder, öfke ortaya çıktığı anda da akıl başı terk eder. İnsanda Mantık, Merhamet ve Vicdan kalmaz. Geriye kalan, hayvani yönü öne çıkan Âdemdir.
Burada “dönen göz”, Akıl Gözü; “kör olan göz”, Gönül/ Kalb Gözü’dür. Beden Gözü fal taşı gibi açılır, ortaya öfkenin zehiri saçılır. Ağızdan çıkanı kulak duymaz, elin ayarı kalmaz. Sadece elin ve dilin değil, bir anda tüm Zihin Fabrika Ayarları alt üst olur.
Bu durumda öfkenin yaratacağı zararın boyutları, dünyayı cehenneme çevirecek kadar olabilir. Bunun yaşanmış bireysel ve toplumsal örnekleriyle doludur insanlık tarihi.
Şimdi gelelim “Öfke Kontrolü” meselesine. “Öfke” ve “kontrol”, iki ayrı kavramdır. Her biri ayrı ayrı anlaşılmadan, öfke kontrolü yapmaya çalışmak, akıntıya kürek çekmek gibidir. Bu da ayrı bir öfke kaynağı olur.
ÖFKE; içten dışa yönelen kızgın duygu yüklü enerjidir. İnsanın içsel elektriği, saf gücüdür. Her enerji gibi; öfkenin de mutlaka bir doğuş noktası, ortaya çıkış sebebi ve beslenme kaynağı olmak zorundadır, vardır da. Bu iç kaynak bilinmediği ve bulunmadığı sürece, öfkeyi kontrol etmek mümkün olmaz. İlaç kullanmak, dua okumak, sabır çekmek, yastık yumruklamak kaynağı etkisizleştirmez.
Peki ne yapmak gerekir? Öfkenin kendisi değil, bilinçaltı kaynağıdır sorun olan. Bu kaynak bulunmadan öfke sorunu bitmiş olmaz. Durup durup patlayan yanardağ gibi, lavlarını ve küllerini savurur durur. Bilinçaltının işleyiş sistemini bilen, terapiden anlayan kişilerle çalışmak yararlı olur. Doğru çalışma yapılırsa volkan söner, çünkü kaynak beslenmez olur. Başka da bir şey yapmaya gerek kalmaz.
Şimdi gelelim “kontrol” meselesine. KONTROL nedir? Doktor kontrolü ve trafik kontrolü örneklerini zihninizde canlandırın bir an. Neler buldunuz? Hep iki kişi var ortada, değil mi? Biri aktif, otorite, uzman… Elinde yasalar, kurallar, sınır ve ölçüler vardır. Diğeri tam tersi durumda olandır. Peki bir insan kendi öfkesini tek başına nasıl kontrol edecek? Hangi tarafı hangi tarafını kontrol edecek? Belli değil. Çünkü işin içinde birden çok BENLİK var. Zaten öfke Benliklerin savaşından başka nedir ki? Ben haklıyım Sen haksız, Ben iyiyim Sen kötü, Ben doğruyum Sen yanlış… Öfke budur. Haydi gel şimdi gücün yetiyorsa kendi nefsinin öfkesini kendin kontrol et.
Bu somut örnekler, öfke kontrolünde ne yapılması gerektiğinin ipucunu veriyor. Gerisi ipin ucunu takip etmeye kalıyor.
Öfkeyi bir hastalık olarak değerlendirip ilaçlarla yatıştırmaya çalışmak ya da “Agresif Kişilik” gibi tanılarla tedavi etmeye çalışmak, ne kadar doğru ve anlamlıdır diyerek noktalayalım.
KISACA VE ÖZETLE: “Çözüm, sorunun içindedir” ve “Her sorunu kaynağında çözmek gerekir” ilkesinden hareketle, öfke sorununu da gerçek kaynağından çözüp bitirmek en sağlıklı yaklaşım olur. Çözmek isteyen için, düşünüldüğünden de kolay ve sonuçları itibarıyla çok keyifli ve kazançlıdır aslında. Çünkü öfke bala dönüşür, tadından yenmez olur.
Eğer Sizin ya da bir yakınınızın “Öfke” sorunu varsa;
profesyonel 4İ destek alabilirsiniz.