Bir önceki yazımızda bilinçaltının çalışmasıyla ilgili; “Apaçık ortadadır ki, bilinçaltını ve dolayısıyla alışkanlıkları yönetmek insanın en önemli sorumluluğudur. Bu sorumluluğu üstlenen Lider kimliğini, başkasına bırakan Kurban kimliğini benimsemiş olur” demiştik. Bu tespiti neye dayanarak dedik?
Bu tespit, BİBSON® Alışkanlık Yasası’na dayanan bir tespittir. “Alışkanlık kavramı iki boyut içerir; statü ve süreç boyutu. Statü boyutu; kişinin benlik kavramına ve kimlik duygusuna işaret eder. Süreç boyutu; kişinin yaşam tarzına ve zihin işleyiş sistemine işaret eder.” B.A.Y. 2.
Bu yasa maddesi detaylı olarak irdelendiğinde, sadece kimlik duygusu değil; “Benlik”, “Zihin İşleyiş Sistemi” ve “Yaşam Tarzı” kavramlarının da alışkanlığın ve bilinçaltının bir parçası olduğu görülür.
B.A.Y. 3. Maddesi de; “Kişi, alışkanlıklarını seçmekte özgürdür” diyor.
O halde, alışkanlık edinme ve yönetme konusunda Lider ve Kurban kimliğini kişi kendisi seçer. İşte “Çekirdek İnanç” denilen şey de, Lider ya da Kurban kimliği seçimidir.
Her ne kadar küçük yaşlarda aile ve yakın çevre yönlendirici ve baskıcı olsa da, “Çekirdek İnancı”nı kişinin kendisi geliştirir. “Bir insan yedisinde ne ise, yetmişinde de o olur” sözü, yedi yaşına kadar Lider ya da Kurban kimliğinin ağırlıkla belli olduğunu ifade eder. Doğrudur, ancak özel bir çalışma ile değiştirme olanağı vardır…
Bilinçaltını ve alışkanlıkları yönetme sorumluluğuyla bağlantılı Lider ve Kurban kimliklerinden ne anlaşılması gerektiğini açmakta yarar var. Çünkü bu kavramlar, bakış açısına göre farklı tanımlanabiliyor.
LİDER; davranışları aracılığıyla yaşamını yönlendirme yetkisinin %100 kendi Özüne ait olduğunun Bilincinde olan, Bireyliğini kazanan her kişidir. Özgür seçim hakkı olduğunu ve seçim sorumluluklarının sadece kendine ait olduğunu bilir ve kabul eder. Çünkü Benlik kavramı ve Zihin İşleyiş Sistemi (Zihniyet/ MindSet) böyle çalışır. Buna göre bir Yaşam Tarzı ve ilişki belirler.
KURBAN; yaşamını yönlendirme yetkisinin başkalarının (anne baba, eş, çevre, otorite, Hayat, kader, v.b.) elinde olduğuna inanan her kişidir. Seçme hakkı olmadığına ve başkalarına itaat etmesi gerektiğine inanır. Kendini bağımsız ve özgür bir birey olarak algılayamaz. Algıladığı zamanlar olsa da, bunu uygulayamaz. Buna göre bir Yaşam Tarzı ve ilişki belirler.
Bu tanımlardan anlaşılıyor ki; kendimizi Lider ve Kurban kimliğinde hissettiğimiz yönlerimiz var. Kişiye, konuya, ortama ve zamana göre bunların öncelik sırası ve oranı değişebilir. “Bize karşı Aslan olur kükrer, başkasının yanında süt dökmüş Kedi olur” sözü, Lider ve Kurban kimliklerinin birlikte var olabileceğini ve değişebileceğini anlatır.
Yine bu tanımlardan anlaşılıyor ki; insan bazı alışkanlıklarının Kurbanı, bazılarının Lideri olabiliyor. Alışkanlıklarınızı gözden geçirirseniz, durumu fark edersiniz. Kurban kimliğindeki alışkanlıklar zaaflarımızı ve zayıf tarafımızı, Lider kimliğindekiler güçlü tarafımızı oluşturur.
Mesleki deneyim, gözlem ve bilgilerime dayanarak şöyle bir iddiada bulunabilirim: Özünde “Psikoterapi” ve “Yaşam Koçluğu”; Kurban kimliğindeki bir kişinin Lider kimliğine geçişini sağlama çalışmalarıdır. Yaşam Koçluğu çalışmasının ortalama 6 ay, idealinde bir yıl sürmesi gerektiği söylenir. Bunun altında yatan mantık, Kurban kimliğinden Lider kimliğine geçiş için bu kadarlık bir zaman gerektiğidir.
ZİHNİN FABRİKA AYARLARI kitabını yazarken bunu farketmiştim. Liderin Zihin Fabrika Ayarı ile Kurbanın Zihin Fabrika Ayarı farklı oluyor. Kurban kimliğinden Lider kimliğine geçiş çalışmasına psikoterapi ya da yaşam koçluğu demek yerine, “YARENLİK” demeyi tercih ediyorum. Bu konuda yararlı olacak bilgiler, “4İ Atölye Eğitim Dizisi” olarak hazırlanacak. Eğitimlerine başlayacağız…
ÇEKİRDEK İNANÇ, ZOR DA OLSA DEĞİŞEBİLİR!
Yalçın Kireççi / 5 Nisan 2016